ucuz ne demek?

  1. Fiyatı yüksek olmayan, pahası az, düşük fiyatlı, pahalı karşıtı

    Geceleri tiyatroların önünde saatlerce bekleyerek ucuz yerlere yerleşirdik.

    Y. K. Beyatlı
  2. Az emekle elde edilen

    Biletçi teşekkür etmekten, ben de bu kadar ucuz teşekkür toplamaktan kurtulduk.

    B. Felek
  3. (en)Catchpenny.
  4. (en)Cheap.
  5. (en)Inexpensive.
  6. (en)Dime.
  7. (en)Dirt cheap.
  8. (en)Dirt-cheap.
  9. (en)Giveaway.
  10. (en)Keen.
  11. (en)Trumpery.
  12. (en)Two-bit.
  13. (en)Cheaply.
  14. (en)Economy.
  15. (en)Frugal.
  16. (en)Easy.
  17. (en)Facile.
  18. (en)At a small charge.
  19. (en)Circular.
  20. (en)At little / small cost.
  21. (en)Economy priced.
  22. (en)At a low figure.
  23. (en)Gut- rot.
  24. (en)Cheap line.
  25. (en)Low- priced.
  26. (en)Popular.
  27. (en)Tatty.
  28. (en)Threepenny.
  29. (en)Reach me down.

ucuz alan, pahalı alır

  1. Ucuz olan mal çabuk eskir, pahalıya alınmış gibi olur.

ucuz atlatmak

  1. Zor veya tehlikeli durumdan az zararla sıyrılmak

Türetilmiş Kelimeler (bis)

ucuz alan, pahalı alırucuz atlatmakucuz balkonucuz biraucuz dergiucuz edebiyatucuz ederucuz elbiseucuz eşya reyonuucuz etin yahnisi yavan olurucu bağımsız kaburga kemiğiucu bucağı olmamakucu bucağı yokucu demirli bastonucu dokunmak
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın