touch ne demek?

🔊

🔊

1. Dokunmak, ellemek, el sürmek

   Don't touch the paintings! / Tablolara dokunma!

2. Temas etmek, değmek

   My head's touching the ceiling. / Başım tavana değiyor.

3. Bitişik olmak
4. Erişmek
5. Yaklaşmak
6. Tesir etmek
7. Düzeltmek
8. Mütehassıs olmak
9. (argo) para koparmak
10. Dokunmak, ellemek, değmek, teğet geçmek, bitişik olmak, yetmek, kırmak, incitmek, etkilemek, para sızdırmak, temas etmek
11. İng., (argo) aldatmak
12. Sözünü etmek, bahsetmek
13. Yemek, içmek.
14. Kıyaslanmak, kadar iyi olmak.
15. (içki/sigara/uyuşŸturucu) kullanmak

    He never touches alcohol. / Hiç içki içmez.

16. Dokunma, dokunuş, temas, değme
17. Bitişik olma
18. Dokunum, dokunma duyusu
19. Hisleri uyandırma kuvveti
20. Koku, çeşni
21. Iz
22. Üslup
23. (argo) kendisinden kolayca para koparılan kimse
24. (argo) para isteme

touch and go

1. Dokunup gitmek, deneme, tecrübe, kesin olmayan, belirsiz (durum)
2. Son dakikada yetişmek
3. Tehlikeli, riskli

touch at

1. Uğramak (limana)

Türetilmiş Kelimeler (bis)