to take into safekeeping ne demek?
- Hapsetmek
hapsetmek
- Bir suçluyu hapishaneye koymak.
- Bir yere kapatıp salıvermemek.
- Engellemek, sınırlamak.
- Bir kimseyi veya bir şeyi boşu boşuna tutmak, alıkoymak.
- Imprison.
- Incarcerate.
- Confine.
- Shut up.
- Shut in.
- Detain.
to
- -e
- -e doğru, yönüne doğru, tarafına
- Ile
- -e kadar, -e değin, derecesine kadar
- -e dair
- -e nazaran, -e nispetle
- -e göre
- Hakkında, için
- Mak, mek (mastar edatı).
- -e dogru
to a call
- çağrıyı yanıtlamak
take
- Çekmek (fotoğraf)
- Ele geçirmek, elde etmek
- Katlanmak, dayanmak, tahammül etmek
- (iş/yolculuk) (belirli bir zaman) sürmek
- Istemek, gerekmek
- Almak, içine sığmak
- Almak, kabul etmek
- (bir yemeğe) (tat verebilecek bir madde) koymak/katmak/ekmek/sıkmak; kullanmak
- Çekim. (para olarak) hasılat
- Almak
into
- Içine, içeriye, haline, e, ye
- Edat içine, dahiline, -e, -ye, içeri
Türetilmiş Kelimeler (bis)
toto a callto a certain degreeto a conversationto a crumbto a dayto a degreeto a distanceto a faultto a great extenttt 1t 3T antijenleriT bağımlı antijentaketake a backtake a back seattake a bad turntake a bashingtake a bathtake a bearingtake a beatingtake a bite of s.t.take a breaktaktak çevirtak ı zafertak polimeraztak tak