the point in question ne demek?
- Söz konusu.
söz
- Bir düşünceyi eksiksiz olarak anlatan kelime dizisi, lakırtı, kelam, laf, kavil
- Bir veya birkaç heceden oluşan ve anlamı olan ses birliği, kelime, sözcük.
- Bir konuyu yazılı veya sözlü olarak açıklamaya yarayan kelime dizisi
- Kesinlik kazanmayan haber, söylenti.
- Bir işi yapacağını kesin olarak vadetme.
- Müzik parçalarının yazılı metni, güfte.
- Wordy.
- Word.
- Saying.
- Expression.
the
- Belirli durumlarda isimden önce kullanılır
- O (tarif edatı, harfi tarif, belirtme sıfatı)
- Ne kadar, o kadar (mukayese sıfatlarından evvel)
the 1967 borders
- 1967 sınırları, yeşil hat, Bağımsızlık Savaşı sonrasında ateşkes anlaşmalarında oluşturulan sınırlar (İsrail Tarihi)
point
- Işaret etmek, göstermek
- Yöneltmek
- Hedefe nişan almak
- Duvar taşları arasını çimento ve harç ile doldurmak
- Ucunu sivriltmek
- Hareketsiz durup avın yerini göstermek(av köpeği),ferma etmek.point at parmakla işaret etmek
- Tüfeğin namlusunu hedefe çevirmek.point a gun tüfekle nişan almak
- Sivri uç,burun denize uzanan burun
- Nokta
- Sivri uçlu şey
in
- Yaban hayvanlarının kendilerine yuva edindikleri kovuk.
- Mağara.
- İnsan.
- Bkz. kovuk, mağara.
- Koyun pisliği
- (edat) içinde, -de, -da
- Lair.
- Cave.
- Hole.
- Burrow.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
thethe 1967 bordersthe 1st cervical vertebrathe 2004 tsunamithe 80 20 rulethe a teamthe abcthe abc powersthe ablativethe ablative caseththa sackthaithai boxingthai citizenpointpoint a moralpoint angle drillspoint atpoint at issuepoint binomial distributionpoint blankpoint blank denialpoint brillancepoint chargepoincarepoincare friedrichs eşitsizliğipoincare friedrics eşitsizliğipoincianapoinseteria