tensip etmek ne demek?

  1. Uygun bulmak, uygun görmek, münasip görmek

    Benim tensip edeceğim yerde, bir yüzümü görsün, kâfiymiş.

    S. M. Alus
  2. (en)To deem sth proper or advisable.
  3. (en)To find sth convenient or preferable.

tensip

  1. Uygun görme, yaraştırma.

tensib

  1. Uygun görmek. Münasib kılmak.

etmek

  1. Bir işi yapmak
  2. Bir durumu ortaya çıkarmak.
  3. "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
  4. Bulmak, erişmek
  5. Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
  6. Herhangi bir değerde olmak
  7. Vermek.
  8. Eşit değer kazanmak.
  9. (en)Step.
  10. (en)Say.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

tensiptensibtensibletensidtensiftensiktensetense and irritabletense statetense systemtensedtenten a pieceten boyasıten commandmentsten eachetmeketmek yapmaketmeetme bulma dünyasıetme bulursun, inleme ölürsünetme bulursun, inleye inleye ölürsünetme eyleme
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın