televizyon kanalı ne demek?
- Bk. oluk
oluk
- Bir şeyin akmasına yarayan üst yanı açık boru.
- Yağmur sularını damların kenarlarına toplayıp akıtan yatay konumlu, genellikle çinko boru
- Bir şeyin üzerinde oyulmuş yol.
- Ay yüzeyinde görülen uzun yarıklardan her biri.
- Ateşsiz silahların hedefe birden fazla batırılmasına olanak sağlayan, namlu boyunca veya namlunun bir bölümüne kadar uzanan yiv.
- Elektriksel imlerin aktarılmasında kullanılan, tek ya da iki yönde olabilen tek yol (alıcı oluğu, ses oluğu, seslendirme oluğu, yinelenim oluğu, vb.). TV
- Bir televizyon yayınında resim yayını ile buna bağlı ses yayınının kapsadığı yinelenim kuşağı; televizyon kuşaklarının ayrıldığı bölümlerden her biri.
- Olgun, olgunlaşmış.
- Irmak.
- Çay ve dereden küçük akarsu.
televizyon kanunu
- Bk. televizyon yasası
televizyon kameracısı
- Bk. alıcı yönetmeni
kanal
- Bazı bölgeleri sulamak, kurutmak amacıyla veya gemilerin işlemesine elverişli, insan eliyle açılmış su yolu.
- Telefon, telgraf, televizyon vb. araçlarla iletişimi sağlayan yol, hat.
- Tahtanın liflerine dik yönde açılan kırlangıç kuyruğu biçimli girinti.
- İçinden damar, sinir veya bir sıvı geçen yol.
- İki kıyı arasındaki dar ve derin deniz.
- Görüntü veya ses sinyalinin iletildiği veya kaydedildiği yolların her biri.
- Bk. yatak
- Tahtanın ya da tablanın liflerine dik yönde, kenarları 70-80° eğiklikte ve kalınlığın 1-3 ü kadar derinlikte açılan kırlangıç kuyruğu biçimli girinti.
- Bk. kanal
- Canal , channel , duct.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
televizyon kanunutelevizyon kameracısıtelevizyon kamerasıtelevizyon kılavuzutelevizyon kitaplığıtelevizyontelevizyon alemitelevizyon alıcı ruhsatvergisitelevizyon alıcısıtelevizyon alıcısı yıllık ruhsatvergisitelevizyon anten gücütelevizyon antenitelevizyon bandıtelevizyon bandrolütelevizyon belgesiteleviewteleviewertelevisetelevisingtelevisionkanalıylakanalkanal açmakanal açmakkanal ağzıkanal akımıkanakana aitkana bulamakkana değiştirkana etki eden ilaçkankan adacığıkan ağlamakkan akçasıkan akçesi