Tatmin edici olmayan veya tedirgin eden durumların ortaya çıkmasını önleyebilmede, güvensizlik içinde bulunulduğunda duyulan tedirgin edici duygu.
Doyurucu olmayan ya da tedirgin edici durumların ortaya çıkmasını önleyebilmede güvensizlik içinde bulunulduğu zaman algılanan tedirgin edici bir duygu.
Düşünme sonucu varılan, düşünmenin ürünü olan görüş, mütalaa, fikir, mülahaza, ide
Örnek:
Anlaşmazlıklarda aracılığına, zor durumlarda düşüncesine başvurulur. T. Buğra
Dış dünyanın insan zihnine yansıması.
Niyet, tasarı.
Tasa, kaygı, sıkıntı.
İlke, yönetici sav.
Zihinde tasarlanan, canlandırılan şey.
Bir işin gerçekleşmesi ya da bir sorunun çözümü için zihince tasarlanan, aranıp bulunan yol.
Üşünce sonucu bilincine varılan herhangi bir şey.
Thinking.
Argument.
Communion.
Conception.
Estimate.
Estimation.
Reflection.
Anxiety.
Worry.
Estimate proselyte.
İdea, thought, consideration.
Reasoning.
Sentiments.
Thought.
Belief.
İdea.
Opinion.
Mind.
Consideration.
Judgement.
Apprehension.
Attitude.
Cogitation.
Conceit.
Counsel.
Fancy.
Remark.
Say-So.
Sense.
Voice.
İdeo-.
Judgment.
Observation.
Sentiment.
Sight.
View.
reklamlar
Bunları Kaçırmayın
BİS, bir sözün içinde geçtiği başka sözler bulmak için üretilmiş bir araçtır, özellikle birden çok sözden oluşan çeşitli terim ve deyimleri bulmaya yarar. (BİS Kelime Türetmece)
Belirli harflerini bildiğiniz kelimeleri bulabilirsiniz. (Bulmaca Yardımcısı)