ta be kıyamet ne demek?

  1. Kıyamete kadar. (Osmanlıca'da yazılışı: tâ be kıyamet)

ta

  1. Dek, değin, kadar, beri vb. edatlarla birlikte kullanılarak bir fiilin, bir hareketin, bir yerin, bir şeyin başladığı veya sona erdiği noktayı, zaman ve uzaklık bakımından abartmalı bir biçimde anlatan bir söz
  2. Tantal elementinin simgesi.
  3. Alçak, iniş yer. (Osmanlıca'da yazılışı: ta')
  4. (en)To take.
  5. (en)Hard gray lustrous metallic element that is highly corrosion-resistant; occurs in niobite and fergusonite and tantalite.
  6. (en)TAs are usually graduate students who help teach recitations and laboratories in their major area.
  7. (en)Terminal AdapterISDN hardware with serial data interface.
  8. (en)Terminal Adapter Connecting equipment between the Terminal Equipment and the phone, e g a PCM/CIA card A TA may contain a phone book.
  9. (en)Teaching Assistant, usually a graduate student, who leads undergraduate tutorials or seminars.
  10. (en)Total Average.

ta 25

  1. Tel Aviv 25, Ma'of, TASE'de ticareti yapılan en büyük hisselerin listelendiği Tel Aviv Borsası'nın sermaye ağırlıklı endeksi

be

  1. Berilyum elementinin simgesi.
  2. Türk alfabesinin ikinci harfinin adı, okunuşu.
  3. "Ey, hey, yahu" anlamlarında bir seslenme sözü
  4. (en)Been.
  5. (en)Goddamn.
  6. (en)Onside.
  7. (en)Underarm.
  8. (en)To make the action of a verb particular or definite; as, beget ; beset.
  9. (en)Spend or use time; 'I may be an hour' work in a specific place, with a specific subject, or in a specific function; 'He is a herpetologist'; 'She is our resident philosopher' have the quality of being; ; 'John is rich'; 'This is not a good answer' have life, be alive; 'Our great leader is no more'; 'My grandfather lived until the end of war' be identical to; be someone or something; 'The president of the company is John Smith'; 'This is my house' occupy a certain position or area; be somewhere; 'Where is my umbrella?' 'The toolshed is in the back'; 'What is behind this behavior?' to remain unmolested, undisturbed, or uninterrupted -- used only in infinitive form; 'let her be' happen, occur, take place; 'I lost my wallet; this was during the visit to my parents' house'; 'There were two hundred people at his funeral'; 'There was a lot of noise in the kitchen'.
  10. (en)The two-character ISO 3166 country code for BELGIUM.

kıyamet

  1. Tek tanrılı dinlerin inanışına göre dünyanın sonu ve bütün ölülerin dirilerek mahşerde toplanacağı zaman, kıyamet günü, mahşer günü.
  2. Gürültülü karışıklık, gürültü, patırtı
  3. Büyük felaket, afet.
  4. Dünyanın yıkılıp harab olması. Her şeyin mahvolması. Dünyanın sonu ve mahşer meydanına bütün insanların dirilip toplanacağı zaman.
  5. (en)Doomsday.
  6. (en)Pandemonium.
  7. (en)Resurrection.
  8. (en)Ruckus.
  9. (en)Ruction.
  10. (en)Storm.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

tata 25ta başındanta bekeyta haşre dekta kendisita keyta kita limatta savvurtt 1t 3T antijenleriT bağımlı antijenbebe ... shybe a bad judge ofbe a bad sailorbe a ball of fortunebe a basket casebe a big dealbe a bit onbe a byword forbe a charge on smbbb 52b addressb amplifierb and b
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın