taş taş üstünde bırakmamak ne demek?
- Baştan başa yıkıp, yerle bir etmek.
Kaçsan da kaç para eder? Sana, köyde taş taş üstünde bırakmayacak diyorum.
Y. K. Karaosmanoğlu - Yıkmak
- To level with the ground.
taş
- Kimyasal veya fiziksel durumu değişiklikler gösteren, rengini içindeki maden, tuz ve oksitlerden alan sert ve katı madde.
- Bu maddeden yapılmış, bu maddeden oluşmuş.
- Bazı yerlerde ve işlerde kullanılmak için bu maddeden özel olarak hazırlanmış malzeme
- Yapı işlerinde kullanılmak için bu maddeden hazırlanmış malzeme
- Mücevherlerde kullanılan yüksek değerli cevher.
- Dama, domino vb. oyunlarda kullanılan metal, kemik, plastik veya tahta parçalardan her biri.
- Bazı organların içinde, özellikle idrar kesesi vb.nde oluşan, türlü biçim ve hacimdeki katı madde.
- Bazı kütlelerden kopan veya koparılan parça.
- Bkz. kayaç.
- Kimyasal veya fiziksel özellikleri değişiklikler gösteren, rengini içindeki maden, tuz ve oksitlerden alan, sert ve katı madde.
taş akıntısı
- Fiziksel yolla parçalanan irili ufaklı taşların, sarp yamaçlarda, yerçekiminin etkisiyle kayması, bkz. döküntü, döküntü yelpazesi.
- Rock fall.
- Coulée de pierre
taş
- Kimyasal veya fiziksel durumu değişiklikler gösteren, rengini içindeki maden, tuz ve oksitlerden alan sert ve katı madde.
- Bu maddeden yapılmış, bu maddeden oluşmuş.
- Bazı yerlerde ve işlerde kullanılmak için bu maddeden özel olarak hazırlanmış malzeme
- Yapı işlerinde kullanılmak için bu maddeden hazırlanmış malzeme
- Mücevherlerde kullanılan yüksek değerli cevher.
- Dama, domino vb. oyunlarda kullanılan metal, kemik, plastik veya tahta parçalardan her biri.
- Bazı organların içinde, özellikle idrar kesesi vb.nde oluşan, türlü biçim ve hacimdeki katı madde.
- Bazı kütlelerden kopan veya koparılan parça.
- Bkz. kayaç.
- Kimyasal veya fiziksel özellikleri değişiklikler gösteren, rengini içindeki maden, tuz ve oksitlerden alan, sert ve katı madde.
üstünde
- Over, whereon.
- On.