stoop ne demek?

  1. Hafif kambur olmak, kamburunu çıkarmak, kambur durmak
  2. Eğilmek, öne doğru eğilmek

    He stoops. / Omuzları çökük.

  3. Tenezzül, tenezzül etmek

    I didn't think she'd stoop to doing that. / Onu yapmaya tenezzül edeceğini zannetmezdim.

  4. Üstüne atılmak, üstüne atılma
  5. Eğmek, eğilme
  6. Alçalmak, eğmek, hızla alçalıp avına vurmak (şahin vb.)
  7. Alçalmak, kendini küçük düşürmek
  8. Ufak veranda.
  9. (binanın dışında, birkaç basamakla çıkılan üstü kapalı) sahanlık.

stoop to

  1. Tenezzül et

stooped

  1. Eğilmek, öne doğru eğilmek, kambur durmak, alçalmak, tenezzül etmek, eğmek, hızla alçalıp avına vurmak (şahin vb.)
  2. EğŸil

Türetilmiş Kelimeler (bis)

stoop tostoopedstoopingstoodstoogestooge aroundstookstoolstostoastoacıstoacı etikstoacılık
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın