stick ne demek?

  1. Saplamak
  2. Yapıştırmak, yapışmak
  3. Batmak (iğne, diken)
  4. Delmek
  5. Batırmak

    She stuck the needle in the cloth. / İğneyi kumaşa batırdı.

  6. Sokmak
  7. Çakmak
  8. Saplanıp kalmak, hareket edememek, kopmamak
  9. Tahta parçası, değnek, baston, çubuk sopa, ağaç, sırık, tahta
  10. Sıkışmak; takılmak

    This drawer always sticks. / Bu çekmece her zaman sıkışıyor.

  11. Bıçaklamak, hançerlemek
  12. Koymak

saplamak

  1. Hızla batırmak.
  2. (en)Strike in, strike inwards.
  3. (en)Spear.
  4. (en)Spit.
  5. (en)Stick.
  6. (en)Thrust.
  7. (en)To thrust into.
  8. (en)Pierce.
  9. (en)To stick.
  10. (en)To thrust.

stick around

  1. Takılmak, ayrılmamak, etrafında dolaşmak

stick at

  1. (bir iş) üzerinde sebatla çalışmaya devam etmek, (bir işi) bırakmamak.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

stick aroundstick atstick at nothingstick bystick instick in ones throatstick in the mindstick in the mudstick insectstick intostichstich upstichomythy stichomythiastichosomestiaulusstibenstibialismstibiationstibie
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın