seyahat etmesine yol aç ne demek?

  1. (en)Cause to travel

cause

  1. Sebebiyet vermek.
  2. Sebep olmak.
  3. Neden olmak, meydan vermek, sebep olmak, yol açmak, doğurmak
  4. Sebep, illet, neden
  5. Gaye, hedef, amaç
  6. Harekete sevkedici unsur
  7. Dava konusu (hukuk)
  8. Doğurmak, tevlit etmek
  9. Netice meydana getirmek

seyahat

  1. Yolculuk
  2. Gezi.
  3. Bk. yolculuk
  4. Yolculuk, gezi.
  5. (en)Traveling.
  6. (en)Travelling.
  7. (en)Travel.
  8. (en)Trip.
  9. (en)Journey.
  10. (en)Voyage.

seyahat acentası

  1. Gezi sırasında yolcuların çeşitli gereksinimlerini karşılayan ticari kuruluş.
  2. (en)Travel agent.

yol

  1. Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik.
  2. Karada insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer
  3. Genellikle yerleşim alanlarını bağlamak için düzeltilerek açılmış ulaşım şeridi
  4. İçinden veya üstünden bir sıvının geçtiği, aktığı yer.
  5. Gidiş çabukluğu, hız.
  6. Davranış, tutum, gidiş veya davranış biçimi
  7. Uyulan ilke, sistem, usul, tarz, tarik.
  8. Yolculuk.
  9. Kolcuğun veya anahtarın konumlarından her biri.
  10. Elektronlar, iyonlar veya moleküller gibi taneciklerin hareket ettiği iz, patika.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

seyahatseyahat acentasıseyahat acentesiseyahat amacınızseyahat anlaşmasıseyahat bürosuseyahat çantasıseyahat çekiseyahat çekimseyahat çekleriseyetmesin diyeetmesehetmeetme bulma dünyasıetme bulursun, inleme ölürsünetme bulursun, inleye inleye ölürsünetme eyleme
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın