setting ne demek?

  1. Düzenleme, dizme, bileme, çerçeve, olay yeri, hikayenin geçtiği yer, set, sahne, dekor, beste, batış, sertleşme (çimento vb.), bir kişilik yemek takımı, testere diş çaprazını ayarlama
  2. Kakılmış şey, mücevher yuvası
  3. Bir defada kuluçkaya konulan yumurtalar
  4. Tiyatro dekor
  5. Konunun geçtiği yer ve zaman, ortam
  6. Batma, gurup
  7. Bir kişilik yemek takımı
  8. Beste.

setting a legal precedent

  1. Hukuki bir içtahat yapma, gelecekteki kurallar/kararlar için temel oluşŸturan hukuki kural/karar

setting a precedent

  1. Içtahat yapma, yenilikçi mahkeme kararı; yeni bir yol tanımlama

Türetilmiş Kelimeler (bis)

setting a legal precedentsetting a precedentsetting apartsetting asidesetting for puppet stagesetting forthsetting freesetting in motionsetting knobsetting limitssetti bülbülüsettsettarsettaresettarül uyubsettee
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın