set of chromosome ne demek?

  1. Kromozom takımı

kromozom

  1. Karyokinez bölünme sırasında hücre çekirdeğinin içinde beliren ve kromatin ipliklerinin parçalara ayrılmasıyla oluşan, bazı yeteneklerin yeni bireylere geçmesine yarayan, kıvrık çubuk biçimindeki cisim.
  2. Kromatinden oluşan ve çekirdek bölünmesi sırasında ipliksi veya çubuksu yapılar şeklinde görülen, gen taşıyan yapılar.
  3. (Yun. chroma: renk; soma: vücut) Prokaryot ve ökaryot hücrelerin çekirdeğinde bulunan, sayısı ve şekli her canlı için sabit ve belli olan, hücre bölünmesi şurasında iplikler hâlinde ortaya çıkarak koyu renkli boyanan yapılar.kromozomlar üzerinde genler dizilidir. Herkromozom çok uzun bir DNA molekülü ile bu molekülle birlikte bulunan proteinlerin çok sayıda sarmallar meydana getirmesiyle hücre bölünmesinin metafaz safhasında belirgin olarak ortaya çıkar. İnterfazda sarmalların kısmen ya da tamamen çözünmesi sebebiyle ayırt edilemezler. Prokaryot hücrelerin tek DNA molekülüne dekromozom denir.
  4. Hücre bölünmesi anında kromatin ipliklerinin kısalıp kalınlaşmasıyla ortaya çıkan, üzerinde her türde belli sayı ve biçimde genleri taşıyan, DNA molekülü ve onun yardımcı proteinlerini içeren, ışık mikroskobunda incelenebilinen ve sentromerlerin bulunduğu yere göre metasentrik, submetasentrik, akrosentrik ve telosentrik kromozomlar olarak adlandırılan koyu renkli cisimcikler.
  5. Prokaryot ve ökaryot hücrelerde üzerlerinde genleri taşıyan DNA ve nükleoproteinden oluşmuş, karyokinez bölünme sırasında hücre çekirdeğinin içinde beliren ve kromatin ipliklerinin parçalara ayrılmasıyla oluşan, bazı karekterlerin yeni bireylere geçmesini sağlayan kıvrık çubuk biçimindeki yapı.
  6. (en)Chromosome.
  7. (al)Chromosome
  8. (fr)Chromosome

set

  1. (Mimarlık) Çevresi duvarlı, üstü düz, yerden yüksek yer. a. bk. balkon.
  2. Toprağın kaymasını veya suyun akmasını önlemek için yapılan kalın duvar.
  3. Bulunulan yerden daha yüksekte kalan düzlük.
  4. Kurmak
  5. Takım
  6. Belirlenmiş.
  7. Koymak; yerleştirmek, takmak, hazırlamak; düzenlemek; ayarlamak, belirlemek; batmak (güneş), batmak; yapmak; kararlaştırmak; dizmek; dikmek, ekmek; şekil vermek; kuluçkaya yatırmak; kakma işi yapmak (taş); süslemek; yazmak, çizmek
  8. Oturtmak.
  9. Tiyatro dekor, stüdyo düzlüğü
  10. Ateşli silahlarda namlunun içindeki helisin çıkıntı bölümü.

set a broken bone

  1. Kırık bir kemiği uygun yerine yerleştirmek
  2. Kırık bir kemiği yerine yerleştirmek

of

  1. Sıkıntı, bezginlik, usanç, acı, yorgunluk vb. duyguları belirten bir söz
  2. (en)Ugh!.
  3. (en)In a general sense, from, or out from; proceeding from; belonging to; relating to; concerning; used in a variety of applications; as: Denoting that from which anything proceeds; indicating origin, source, descent, and the like; as, he is of a race of kings; he is of noble blood.
  4. (en)Denoting possession or ownership, or the relation of subject to attribute; as, the apartment of the consul: the power of the king; a man of courage; the gate of heaven.
  5. (en)Denoting the material of which anything is composed, or that which it contains; as, a throne of gold; a sword of steel; a wreath of mist; a cup of water.
  6. (en)Oil filters.
  7. (en)Denoting part of an aggregate or whole; belonging to a number or quantity mentioned; out of; from amongst; as, of this little he had some to spare; some of the mines were unproductive; most of the company.
  8. (en)Prep w dat , from, out of, of, away from, contrary to, by.
  9. (en)Denoting that by which a person or thing is actuated or impelled; also, the source of a purpose or action; as, they went of their own will; no body can move of itself; he did it of necessity.
  10. (en)Optional Form Source: US EPA.

chromosome

  1. Bkz. kromozom
  2. Kalıtım ipliği

Türetilmiş Kelimeler (bis)

setset a broken boneset a clockset a good exampleset a high standardset a high value onset a legal precedentset a limitset a match toset a person on his feetsese constituer prisonnierse defendendose desimalse perdreofof a certain ageof a certain lengthof a certain qualityof a collapseof a deviceof a good familyof a hogof a kindof a moment agooo henryo ağır yaralıo anda söylemeko anda uydurmak
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın