serzeniş ne demek?

Kökeni: Farsça

  1. Yakınma

    Büyük ninesinin böyle hiddetli serzenişlerini her vakit dinler, bazen onunla münakaşa ederdi.

    Ö. Seyfettin

    Nihayet uzun uzun münakaşalardan, serzenişlerden, çekişmelerden sonra Seyfi, kadını ikna ediyor.

    Esat Mahmut Karakurt
  2. Sitem
  3. Takaza, tekdir. Başa kakma, çıkışma, azarlama.
  4. (en)Reprehension.
  5. (en)Reproof.
  6. (en)Reproach.

yakınma

  1. Yakınmak işi
  2. Şikayet, şekva
  3. Kovuşturulması kişisel yakınmaya bağlı suçlarda, hakkı olan kimsenin Cumhuriyet Savcılığına bir istemde bulunması
  4. (en)Complaining.
  5. (en)Beefs.
  6. (en)Jeremiad.
  7. (en)Indictment, complaint.
  8. (fr)Plainte

serzenişkar

  1. Sitem edici.
  2. Azarlayan.
  3. Başa kakan.

serzenişkarane

  1. Sitemli bir şekilde .
  2. Serzenişte bulunurcasına.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

serzenişkarserzenişkaraneserzenişte bulunmakserzedeserzemin
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın