sal ne demek?

  1. Birçok kalın direk yan yana bağlanarak yapılan, düz ve korkuluksuz deniz veya ırmak taşıtı

    Dalgaları ufukları örten bir denizde, küçük bir sal parçası üstünde bir boraya mı tutulduk?

    Y. K. Karaosmanoğlu
  2. Tabut.
  3. Bir tür ilkel ırmak ya da deniz taşıtı.
  4. Boy
  5. Yel, rüzgar.
  6. Büyük sarp kaya.
  7. Kıyı, kenar.
  8. Başı küçük olan kimse. (Osmanlıca'da yazılışı: sa'l)
  9. Sene, yıl.
  10. Baş tepesinin sa--cşi--z oluşu, kellik.
  11. (en)Timber hitch.
  12. (en)Raft.
  13. (en)An East Indian timber tree , much used for building purposes.
  14. (en)It is of a light brown color, close-grained, heavy, and durable.
  15. (en)Salt.
  16. (en)Structural Adjustment Loan.
  17. (en)Datafile.
  18. (en)Special Access Line.
  19. (en)Slot Allocation List.
  20. (en)[Spanish] salt.
  21. (en)Single Anchor Loading.
  22. (en)Sall aux shall suld pret [OE sculan, sceal 1/3 sg pres.
  23. (en)Fn salt.
  24. Tuz [kim.], kimyasal tuz

sal ammoniac

  1. Amonyak tuzu, nişadır

sal balıkçılığı

  1. (en)Raft fishing

Türetilmiş Kelimeler (bis)

sal ammoniacsal balıkçılığısal ile taşımaksal kullanmaksal namesal sodasal volatilesal yapan kimsesal yapmaksal yarışısasa bileSA çeviricisaabsaad
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın