sıkılgan ne demek?

  1. Kendinde gereken güven ve cesareti bulamayan, utangaç, çekingen

    Eski mahcup, sıkılgan Hüsam Efendi, şimdi çaçaron bir şey olmuştu.

    Ö. Seyfettin
  2. (en)Timid.
  3. (en)Bashful.
  4. (en)Sheepish.
  5. (en)Embarrassed.
  6. (en)Retiring.
  7. (en)Self-conscious.
  8. (en)Timed.
  9. (en)Easily embarassed.
  10. (en)Unsure of himself.
  11. (en)Ashamed.
  12. (en)Diffident.
  13. (en)Inhibited.

sıkılganlaşmak

  1. Sıkılgan duruma gelmek.

sıkılganlık

  1. Sıkılgan olma durumu
  2. (en)Bashfulness.
  3. (en)Shyness.
  4. (en)Embarassment.
  5. (en)Lack of self-assurance.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

sıkılganlaşmaksıkılganlıksıkılabilirsıkılamasıkılamaksıkılanmasıkılanmaksıkısıkı ağızlısıkı ayırma kuralısıkı bağ dokusıkı bağlamak
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın