sığır besisi ne demek?

  1. Değişik yaşlardaki sığırların buzağı besisi, genç sığır besisi, yaşlı sığır besisi, mera besisi, entansif veya ekstansif besi gibi amaca ve koşullara göre uygulanan besi yöntemlerine göre yapılan besi.
  2. (en)Cattle fattening.

sığır babesiozisi

  1. Babesia bigemina, B. bovis, B. divergens, B. major gibi türlerin neden olduğu Boophilus, Rhipicephalus, Haemaphysalis, Ixodes, Dermacentor ve Boophilus cinsine bağlı kenelerle taşınan, hayvanlarda akut dönemde yüksek ateş, anemi, hemoglobinüri, sarılık, dalakta büyüme gibi semptomlar oluşturan protozoer hastalık, Teksas ateşi, Teksas sığır ateşi.
  2. (en)Bovine babesiosis.

sığır balıkçılı

  1. Kuşlar (Aves) sınıfının, leyleksiler (Ciconiiformes) takımının, balıkçılgiller (Ardeidae) familyasından, 51 cm kadar uzunlukta, genellikle çayırlarda otlayan sığırlar arasında dolaşan, diğer balıkçıllarla koloni hâlinde kuluçkaya yatan, Anadolu'nun güney kesimlerinde yaşayan yerli ve göçmen bir tür. Öküz balıkçılı.
  2. (en)Cattle egret.
  3. (fr)Héron garde boefs
  4. (la)Bubulcus ibis

be

  1. Berilyum elementinin simgesi.
  2. Türk alfabesinin ikinci harfinin adı, okunuşu.
  3. "Ey, hey, yahu" anlamlarında bir seslenme sözü
  4. (en)Been.
  5. (en)Goddamn.
  6. (en)Onside.
  7. (en)Underarm.
  8. (en)To make the action of a verb particular or definite; as, beget ; beset.
  9. (en)Spend or use time; 'I may be an hour' work in a specific place, with a specific subject, or in a specific function; 'He is a herpetologist'; 'She is our resident philosopher' have the quality of being; ; 'John is rich'; 'This is not a good answer' have life, be alive; 'Our great leader is no more'; 'My grandfather lived until the end of war' be identical to; be someone or something; 'The president of the company is John Smith'; 'This is my house' occupy a certain position or area; be somewhere; 'Where is my umbrella?' 'The toolshed is in the back'; 'What is behind this behavior?' to remain unmolested, undisturbed, or uninterrupted -- used only in infinitive form; 'let her be' happen, occur, take place; 'I lost my wallet; this was during the visit to my parents' house'; 'There were two hundred people at his funeral'; 'There was a lot of noise in the kitchen'.
  10. (en)The two-character ISO 3166 country code for BELGIUM.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

sığır babesiozisisığır balıkçılısığır bifteğisığır bitisığır budusığırsığır ayağısığır budunun dış tarafısığır butusığır büvelek sineğisığınsığınacak yersığınaksığınan kimsesığınanlar eğitimibesisebesisubesisuyubesibesi barınağıbesi dokubesi dokulubesi dokusubesbes sentbesabesaitbesalet
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın