süzme ne demek?

  1. Süzmek işi.
  2. Süzülmüş olan, süzülerek elde edilen.
  3. Kötü, aşağılık, malın gözü (kimse).
  4. Katışıksız, saf

    Son derece zeki babalardan süzme salak oğulların çıktığı görülmüştü.

    A. İlhan
  5. Sıvı içindeki katıları, içinden ancak sıvıların geçebildiği bir ortamda ya da gereçte ayırma.
  6. (en)Filtering.
  7. (en)Straining.
  8. (en)Infiltration.
  9. (en)Percolation.
  10. (en)Decantation.
  11. (en)Looking attentively.
  12. (en)Strained.
  13. (en)Filtered.
  14. (en)Filtration.

süzmek

  1. Bir sıvıyı, içindeki katı maddelerden ayırmak için bez veya delikli bir kaptan geçirmek.
  2. Bazı sıvıların yoğunlaşmasına yol açan, katı ve tortulu maddeleri bu sıvılardan ayırmak.
  3. Gözle inceleyerek dikkatle bakmak
  4. Göz baygın ve anlamlı bakmak
  5. (en)Filter.
  6. (en)Ogle.
  7. (en)Percolate.
  8. (en)Scan.
  9. (en)To filter.
  10. (en)To strain.

süzme ağırlığı

  1. Konserve edilmiş maddenin bir elek üzerinde belli bir meyil ve sürede süzüldükten sonraki ağırlığı.
  2. (en)Filtration weight.

süzme alanı

  1. (en)Filter area

Türetilmiş Kelimeler (bis)

süzme ağırlığısüzme alanısüzme balsüzme çukurusüzme et suyusüzme eylemisüzme havyarsüzme kabısüzme kipisüzme peynirsüzsüzdürmesüzdürme kuyususüzdürmeksüzdürüm
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın