süslenmek ne demek?

  1. Süsleme işine konu olmak

    Her türlü çiçekle kırlar süslenmiş / Yeşil yaprak giyer dumanlı dağlar.

    Âşık Veysel
  2. Kendini süslemek

    O gün yılbaşı olduğu için pek süslenmişti.

    S. F. Abasıyanık
  3. (en)To adorn oneself.
  4. (en)Deck oneself out.
  5. (en)To be decorated.
  6. (en)To adorn oneself out.
  7. (en)To deck oneself out.
  8. (en)To doll oneself up.
  9. (en)To be decorated / adorned / embelished.

süslenme

  1. Süslenmek işi
  2. Temelinde dinsel-büyüsel inançlar; kişinin kendini saydırma ve toplumsal yerini belirleme isteği; zenginlik, cinsel istek uyandırma vb. nedenlerle sırasında birtakım acılara da katlanarak gövdenin belli yerlerinin doğal biçimini ve görüşünü türlü yollarla değiştirme ya da iyice belirtme; bu amaçla incik boncuk takınma, boyalar sürünme ve giyinme, a. bk. diş biçimini değiştiririn, dövmecilik, gövde sakatlama, kafatası biçimini değiştirim, yarayla bezenim.
  3. (en)Garnishment.
  4. (en)Toilet.
  5. (en)Ornament.
  6. (fr)Ornement

süslenmemek

  1. (en)(neg. form of süslenmek) dress up, smarten up, prank oneself up, prank oneself out, prink, titivate, make one's toilet.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

süslenmesüslenmemeksüslenmemişsüslenmişsüslenmiş ağaçsüslendirmesüslendirmeksüslenip püslenmeksüslenişsüslesüslemesüsleme aralığısüsleme sanatlarısüslemeci
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın