süpürülmek ne demek?
- Süpürme işi yapılmak
Yaya kaldırımının iki tarafına yar gibi karlar süpürülmüş tenha bir sokakta idi.
S. F. Abasıyanık - To be swept.
süpürme
- Işi.
- Süpürme işi.
- Tellere arka arkaya hafifçe vurmaya dayanan, telleri tüm sap boyunca fırçalıyormuş izlenimi veren penalama yöntemi.
- Sweep picking.
- Sweep.
- Sweeping.
süpürülme
- Süpürülmek işi veya durumu.
süpürücü
- Kent yollarını temizleyen makine, mekanik süpürücü.
- Sokakları temizleyen fırçalı, çöp emici motorlu araç.
- Street sweeper.
- Sweeper.
- Strassenkehrmaschine
- Balayeuse