Bir işi yapmak
Örnek:
Şemsi, sıra düştükçe emlak komisyonculuğu ediyordu. H. Taner
Bir durumu ortaya çıkarmak.
"İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
Bulmak, erişmek
Örnek:
Hemşerileri gelir, kemençe gibi bir çalgıyla sabahı ederlerdi. R. H. Karay
Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
Vermek.
Eşit değer kazanmak.
Herhangi bir değerde olmak
Örnek:
Kira dâhil olduğu hâlde aylık masrafımız tam beş lira ediyordu. Ö. Seyfettin
Cost.
Have.
Make.
Add up to.
Misbehave.
Total.
To deprive of.
To soil or wet (with feces or urine.
Step.
Say.
Aggregate.
Practice.
Practise.
Render.
Send.
Subject.
Take.
Tender.
To do.
To make.
To render.
To cost.
To amount to.
To total.
To be worth.
Amount.
Execute.
To cost roughly.
reklamlar
Bunları Kaçırmayın
BİS, bir sözün içinde geçtiği başka sözler bulmak için üretilmiş bir araçtır, özellikle birden çok sözden oluşan çeşitli terim ve deyimleri bulmaya yarar. (BİS Kelime Türetmece)
Belirli harflerini bildiğiniz kelimeleri bulabilirsiniz. (Bulmaca Yardımcısı)