poser ne demek?

  1. Poz veren kimse.
  2. Şaşırtıcı soru veya mesele
  3. Numaracı
  4. Zor soru

poz

  1. Resim ve fotoğrafta duruş
  2. Fotoğrafta objektifin açık kaldığı süre.
  3. Kurum, çalım.
  4. Fr. Fotoğraf alınırken kendine düzen vermek, tavır takınmak. Kımıldamadan durduğu halde kalmak.
  5. (en)Exposure.
  6. (en)Pose.
  7. (en)Time exposure.
  8. (en)Copy.
  9. (en)Posture.
  10. (en)Attitude.

pose

  1. Takınılan tavır.
  2. Şaşırtmak, hayrete düşürmek, susturmak.
  3. Poz vermek, tavır takınmak, taslamak, poz verdirmek, sormak, soru sorarak şaşırtmak
  4. Vaziyet almak
  5. Vaziyet takınmak
  6. Gibi görünmek
  7. Belirli bir vaziyette dikmek, vaziyet vermek
  8. Arzetmek
  9. Soru halinde ortaya atmak
  10. Vaziyet, poz, duruş

pose as

  1. Kendine. süsü vermek,. kılığŸına girmek: The burglar, posing as a policeman, knocked on the door. Hırsız kendine polis süsü vererek kapıyı çaldı.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

posepose aspose attitudinizingpose toposedpospospos bıyıkpos bıyıklıpos.
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın