Make ties or acquaintances (esp. for professional support or business advantages); link computers for the exchange of information; broadcast something simultaneously on networked stations.
Bir şeyin büyük bölümü
Örnek:
Biz o zaman okuduğumuz mısraların çoğunu ezber bilirdik. A. Ş. Hisar
Çok kimse
Örnek:
Arkadaşlarımın çoğu gibi mektebe lalalarla, uşaklarla gitmedim. A. H. Tanpınar
Many.
Most.
Mostly.
Usually.
More than.
Most of.
reklamlar
Bunları Kaçırmayın
BİS, bir sözün içinde geçtiği başka sözler bulmak için üretilmiş bir araçtır, özellikle birden çok sözden oluşan çeşitli terim ve deyimleri bulmaya yarar. (BİS Kelime Türetmece)
Belirli harflerini bildiğiniz kelimeleri bulabilirsiniz. (Bulmaca Yardımcısı)