place ne demek?

  1. Yer, konum, mevki

    Put it back in its place. / Onu yerine koy.

    This is a beautiful place. / Burası güzel bir yer.

    All the places in this row are taken. / Bu sıradaki tüm yerler dolu.

  2. Yerleştirmek, koymak; yerini belirlemek; oturtmak
  3. Ev, işyeri, dükkan
  4. Yatırım yapmak; yatırmak (para); vermek (sipariş)
  5. Küçük sokak veya meydan
  6. Semt, şehir, kasaba
  7. Mahal, mekân, mevzi
  8. Koymak, bir yere koymak, yerleştirmek
  9. Kim olduğunu çıkarmak, tanımak

    Although we had met before I couldn't place him. / Daha önce tanışmamıza karşın kim olduğunu çıkaramadım.

  10. Bir memuriyete veya işe koymak
  11. Vermek, yatırmak (para)
  12. Atamak, tayin etmek
  13. Çıkarmak, tanımak
  14. Sınıflandırmak
  15. (spor) birinci, ikinci veya üçüncü gelmek
  16. Koşuda ikinci gelmek
  17. Görevlendirmek
  18. Derece almak
  19. Bırakmak

place a bet

  1. Bahse girmek.

place an order

  1. Sipariş vermek, ısmarlamak

Türetilmiş Kelimeler (bis)

place a betplace an orderplace attributeplace basamakplace betplace cardplace contradiction connectiveplace filled with ruinsplace for military serviceplace for performing ablutionsplacabilityplacableplacardplacard toplacate
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın