pencerenin yanında koltuk ne demek?

1. Window seat.

window

1. Radarı şaşırtmak için uçaktan saçılan mermi
2. Pencere
3. Pencere çerçevesi
4. Cam, camekan, vitrin

pencerenin yanında koltuk rica ediyorum.

1. Seat: i'd like a window seat, please.

pencerenin bir camı

1. Pane

yanında

1. Bir şeye, bir kimseye göre, nispetle
2. In one's hearing.
3. Nearby.
4. Close by.
5. Hard.
6. At the side of.
7. By the side of.
8. Alongside.
9. Beside.
10. Next.

koltuk

1. Omuz başının altında, kolun gövde ile birleştiği yer
2. Kol dayayacak yerleri olan geniş ve rahat sandalye
3. Eski düğünlerde damatla gelinin eve girerken konuklar arasından kol kola geçmeleri töreni
4. Yapıcılıkta yan destek.
5. Demirledikten sonra gemiyi iskeleye, rıhtıma veya başka bir gemiye bağlayan ip.
6. Koltuklama veya koltuklanma.
7. Kayırma, destek.
8. Yüksek mevki, makam.
9. Sinemada, oturacak yer birimi olarak kullanılan terim
10. Sinemalarda, birinciden sonra salonun arkasına doğru uzanan, bazen lükskoltuk olarak ikinci bir bölünmeye de uğrayan bölüm.

Türetilmiş Kelimeler (bis)