patlamak ne demek?

  1. Nesneler, iç basıncın etkisiyle ve çoğunlukla büyük ses çıkararak dağılmak, infilak etmek.
  2. Yırtılıp açılmak

    Gözlerim gene ayakkabılarıma kaydı, yanları patlamıştı.

    O. Kemal
  3. Yarılmak

    Fukaranın hem sağ bileği çıkmış hem davulu patlamıştı.

    R. N. Güntekin
  4. Görünür duruma gelmek, ortaya çıkmak, yeşermek.
  5. Top, taşıt lastiği vb. şeyler değişik nedenlerle havası inmek.
  6. Ansızın tehlikeli bir şey meydana gelmek.
  7. Çok sıkılmak, sıkıntı ve sabırsızlığını belli etmek

    Sanıyorum ki, istimi fazla gelmiş kazanlar gibi hırslarından patlayacaklar.

    O. C. Kaygılı
  8. Aşırı tepki göstermek.
  9. (en)Blow out.
  10. (en)Burst.
  11. (en)Explode.
  12. (en)Go off.
  13. (en)Crack.
  14. (en)Erupt.
  15. (en)Blow.
  16. (en)Blow up.
  17. (en)Break.
  18. (en)Detonate.
  19. (en)Fulminate.
  20. (en)Go up.
  21. (en)Knock back.
  22. (en)Let fly.
  23. (en)Plonk.
  24. (en)Plunk.
  25. (en)Go pop.
  26. (en)Puncture.
  27. (en)Set back.
  28. (en)Snap.
  29. (en)Spring.
  30. (en)Fume.
  31. (en)To burst.
  32. (en)To occur.
  33. (en)Suddenly.
  34. (en)To blurt out.
  35. (en)To explode.
  36. (en)To go off.
  37. (en)To blow up.
  38. (en)To pop.
  39. (en)To detonate.
  40. (en)To erupt.
  41. (en)To puncture.
  42. (en)To break out.
  43. (en)To burst out.
  44. (en)To be bored to death.
  45. (en)To cost.
  46. (en)To burst open.
  47. (en)To give vent to one's feelings.
  48. (en)To cost sb so much.
  49. (en)To blowout.
  50. (en)To fulminate.
  51. (en)To blow one's mind.
  52. (en)To go pop.

patlamak üzere

  1. (en)In the wind.

patlamak üzere olmak

  1. (en)Brew, simmer.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

patlamak üzerepatlamak üzere olmakpatlamapatlama aktivitesipatlama büyüklüğüpatlama etmenipatlama kutusupatlapatlakpatlak gözpatlak gözlüpatlak lastik
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın