pass ne demek?

  1. Geçmek

    When the car passed us we were doing one hundred and eighty kilometers an hour. / Araba bizi geçtiğinde biz saatte yüz seksen kilometre yapıyorduk.

  2. Geçirmek
  3. Geçiş, geçme
  4. Aşmak, devretmek, piyasaya sürmek, açmak (kilit), söylemek, bildirmek, dönüşmek, dinmek
  5. Paso, şebeke
  6. Onaylamak, onaylattırmak

    When will the Grand National Assembly pass this new tax law? / Büyük Millet Meclisi bu yeni vergi yasasını ne zaman onaylayacak?

  7. Sınavda geçme
  8. Boğaz, geçit, dar yol
  9. Sınavda geçme
  10. Bitmek, sona ermek, geçmek

    You should stay inside until the storm passes. / Fırtına geçene kadar içeride kalmalısın.

  11. Üstünden, içinden veya yanından geçmek
  12. Gezdirmek, dolaştırmak
  13. Geçirmek (zaman)
  14. Uzatmak

    Would you please pass the salt? / Tuzu verir misiniz lütfen?

  15. (spor) pas, pas vermek
  16. Söz vermek

geçmek

  1. Bir yerden başka bir yere gitmek
  2. Bir yandan girip diğer yandan çıkmak.
  3. Yol, araç veya akarsu bir yerin yakınından veya içinden gitmek.
  4. Bir duruma uğramak, konu olmak.
  5. Bırakmak, vazgeçmek.
  6. Yaşamak.
  7. Bir şeyi bundan böyle yapma durumunda olmamak
  8. Olmak, vuku bulmak, cereyan etmek
  9. Bk. göstermek
  10. (en)Pass into.

pass stow

  1. Geçmek, geçirmek, aşmak, devretmek, vermek, uzatmak, piyasaya sürmek, pas vermek, açmak (kilit), söylemek, bildirmek, dönüşmek, dinmek, onaylanmak

pass a check

  1. Paso

Türetilmiş Kelimeler (bis)

pass stowpass a checkpass acrosspass amp stowpass an examinationpass awaypass backpass bandpass beyondpass bookpaspas 16pas açmakpas almakpas assemble
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın