pardon bu sizin koltuğunuz değil ne demek?

  1. (en)Excuse me.

excuse

  1. Kusuruna bakmamak
  2. Hoş görmek
  3. Göz yummak
  4. Mazur göstermek
  5. İzin vermek
  6. Bahane, sebep
  7. Özür, mazeret
  8. Özür dileme
  9. İzin verme, izin, hak verme.
  10. Affetmek, kusura bakmamak

pardon

  1. "Özür dilerim, affedersiniz" anlamlarında kullanılan bir söz
  2. (en)Pardon me.
  3. (en)Excuse me.
  4. (en)To give leave to.
  5. (en)Warrant granting release from punishment for an offense grant a pardon to; 'Ford pardoned Nixon'; 'The Thanksgiving turkey was pardoned by the President'.
  6. (en)The act of excusing a mistake or offense.
  7. (en)Warrant granting release from punishment for an offense.
  8. (en)The formal act of liberating someone.
  9. (en)Accept an excuse for; 'Please excuse my dirty hands'.
  10. (en)Grant a pardon to; 'Ford pardoned Nixon'; 'The Thanksgiving turkey was pardoned by the President'.

pardon bu benim imzam değil

  1. (en)Sorry it's a prescription drug.

bu

  1. Koku
  2. Yerde, zamanda veya söz zincirinde en yakın olanı gösteren bir söz.
  3. En yakında bulunan bir varlığı veya biraz önce anılan bir şeyi işaret yolu ile belirtmek için kullanılan bir söz.
  4. Bk. bromourasil
  5. (en)Present.
  6. (en)This.
  7. (en)Quod.
  8. (en)Such.
  9. (en)That alters matters.
  10. (en)Abbreviation for bushels.

sizin

  1. (en)Your.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

pardonpardon bu benim imzam değilpardon bu sizin kompartımanınız değilpardon bu sizin ranzaniz değilpardon mazeretpardon mepardon me for jumping pardon me.pardon ne dedinizpardon what did youpardpardalotus punctatuspardesüpardıpardnerbubu abdestle daha çok namaz kılınırbu adam beni rahatsız ediyorbu akşambu akşam almam gerekiyor.bu akşam televizyonda iyi filmler var mıbu akşam yemeği ben ısmarlıyorum.bu alanı eklebu altın mıbu amaçlabb 52b addressb amplifierb and b
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın