oturtmak ne demek?

  1. Oturma işini yaptırmak

    Elini ayağını bağladım, bir köşeye oturttum.

    S. F. Abasıyanık
  2. Koymak, yerleştirmek

    Kalemi aldım ve kâğıda yazının başlığını oturttum.

    Y. Z. Ortaç
  3. (en)Embed.
  4. (en)Quarter.
  5. (en)Rest.
  6. (en)Seat.
  7. (en)To seat.
  8. (en)Place.
  9. (en)To set mount.
  10. (en)To let dwell.
  11. (en)To sit sb down.
  12. (en)To let sb dwell.
  13. (en)To allow to rest.
  14. (en)To set.
  15. (en)To mount.
  16. (en)To embed.
  17. (en)To bed.
  18. (en)To deal.
  19. (en)To put.
  20. (en)To place sth in a specified place.
  21. (en)To let sb sit.
  22. (en)To let sb live or dwell in.
  23. (en)To run aground.
  24. (en)To make sth fit on sth else.
  25. (en)Domicile.
  26. (en)Dominance.
  27. (en)Nest.

oturma

  1. Kısa süre için konukluğa gitme
  2. Oturmak işi.
  3. (en)Sitting.
  4. (en)Staying.
  5. (en)Stay.
  6. (en)Residence.
  7. (en)Occupation.
  8. (en)Inhabitation.
  9. (en)Living.
  10. (en)Habitation.

oturtma

  1. Halka halka kesilmiş patates, patlıcan, kabak vb. sebzelerden yapılan bir çeşit kıymalı yemek.
  2. Oturtmak işi.
  3. (en)Fixation.
  4. (en)Dish made of ground meat and vegetables.

oturtma çatı

  1. (Mimarlık) Çatı ağırlığının yan duvarlara değil, beton tavan üzerine oturtulduğu çatı biçimi.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

oturtmaoturtma çatıoturtma makasoturtma olukoturtmalıkoturoturacağı yeri ayarlamakoturacakoturacak yeroturacak yer sağlama
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın