not in all cases ne demek?
- Her durumda değil
her
- Teklik isimlere tamlayan görevinde getirilerek birer birer olarak, "...-in hepsi" anlamını veren söz
- Bütün, hep, tamamen.
- Şiddet.
- Each.
- Whatever.
- Whoever.
- High Efficiency Red.
- Adv: here 32.
- Every.
- The form of the objective and the possessive case of the personal pronoun she; as, I saw her with her purse out.
not
- Bir şeyi hatırlamak için yazılan kısa yazı
- Okullarda öğrencinin dersle ilgili bilgi ve beceri düzeyini göstermek üzere öğretmenlerce verilen sayı, derece.
- Bir şeyin niteliği üzerine edinilen kanı.
- Bk. yazıntı
- Safhaları ve soruşturma aşamalarının kaydedilmesi suretiyle, hem kolluğun yaptığı faaliyetlerin mahkeme safhasında ispatlanmasını hem de aradan uzun zaman geçse bile en ufak ayrıntıların hatırlanmasını sağlayan bir doküman.
- Okullarda öğretmenlerce her öğrencinin başarısı üzerinde edinilen kanıyı, varılan yargıyı gösteren değer.
- Mark, degree.
- Grade.
- Note.
- Mark.
not a bit
- Asla, hiç değil, hiç de
in
- Yaban hayvanlarının kendilerine yuva edindikleri kovuk.
- Mağara.
- İnsan.
- Bkz. kovuk, mağara.
- Koyun pisliği
- (edat) içinde, -de, -da
- Lair.
- Cave.
- Hole.
- Burrow.
all
- Hep
- Bütün, tüm, tümü
- Hepsi
- Herkes, her şey
- Tamamen, tamamı, tamamıyla
- Her
Türetilmiş Kelimeler (bis)
notnot a bitnot a bloody soulnot a dogs chancenot a dregnot a fewnot a jotnot a littlenot a mite leftnot a patch onnono absorbable sutures materialsno accessno access to car decksno accountinin a bad conditionin a bad fixin a bad lightin a bad moodin a bad temperin a bad wayin a big hurryin a big wayin a bodyii 0i accepti adore youi agree