nimet ne demek?

Kökeni: Arapça

  1. İyilik, lütuf, ihsan.

    Başımızdan gitmesi, ekşi suratından kurtulmamız da bir nimetti.

    S. M. Alus
  2. Yaşamak için gerekli her şey.

    Desem ki sen benim için hava kadar lazım / Ekmek kadar mübarek / Su gibi aziz bir şeysin / Nimetsin, nimettensin

    C. S. Tarancı
  3. Yiyecek içecek, özellikle ekmek.
  4. Yararlanılan imkân.
  5. Azık, yiyeceğe, içeceğe dair şeyler.
  6. İyilik, bağış, lütuf.
  7. Mutluluk, saadet.
  8. Hidayet.
  9. Osmanlıca'da yazılışı: ni'met.
  10. (en)Blessing.
  11. (en)Boon.
  12. (en)Benefaction.
  13. (en)Godsend.
  14. (en)Food.
  15. (en)Bread.

nimet hakkı

  1. Yenilen, içilen şeyler üstüne yemin sözü

nimeti ayağıyla tepmek

  1. Kısmetini ayağıyla tepmek.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

nimet hakkınimeti ayağıyla tepmeknimeti ilahiyenimetşinasnimetullahnimenime nimenimei ruznimel matlubnimel mevlanimnim ilahnim şeffafnimalnimar
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın