Sıra ile yapılan görev, iş
Örnek:
Karlı dağlar başında nöbet geceleri, siper içlerindeki yağmurlu uzun günler. Y. K. Karaosmanoğlu
Hastalık sebebiyle titreme, yüksek ateş
Örnek:
Bir aralık nöbeti artmış olacak, kebenin altından arabacıya seslendi. M. Ş. Esendal
Vakit vakit ortaya çıkan aynı türden fizyolojik bozuklukların bütünü
Örnek:
Bir sıtma nöbeti içinde titreyerek olduğu yere çöreklendi. S. F. Abasıyanık
Kez, defa
Örnek:
Akşamları gelince sofra kalktıktan sonra çocuklarla bir nöbet daha oyun oynanır. R. N. Güntekin
Resmî yerlerde veya önemli kimselerin kapısında belli vakitlerde çalınan mızıka.
Herhangi bir hastalıkla ilişkili olarak birdenbire baş gösteren; bilinç yitimi, çırpınma, ateş yükselmesi gibi belirtilerden birisi ya da birkaçı.
Guard.
Shift.
Seizure.
Onset.
Crisis.
Regular turn.
Return draft.
Watch.
Guard duty.
Turn.
Turn of duty.
Turn of work.
Attack.
Bout.
İctus.
İnvasion.
Paroxysm.
Police.
Post.
Sentry.
Sentry-Go.
Spell.
Tour.
Spasm.
reklamlar
Bunları Kaçırmayın
BİS, bir sözün içinde geçtiği başka sözler bulmak için üretilmiş bir araçtır, özellikle birden çok sözden oluşan çeşitli terim ve deyimleri bulmaya yarar. (BİS Kelime Türetmece)
Belirli harflerini bildiğiniz kelimeleri bulabilirsiniz. (Bulmaca Yardımcısı)