mukadderatı hayatiye ne demek?

  1. Bütün canlıların hayatları müddetince geçirdikleri ve geçirecekleri tavır, hareket, şekil ve amelleri gibi hususiyetleri. (Osmanlıca'da yazılışı: mukadderat-ı hayatiye)

mukadderat

  1. Yazgı
  2. Kader
  3. (Mukadder. C.) Kader. Ölçü ve miktarı tayin olunan şeyler. Alın yazısı. (Bak: Kader)(Hayat, "İman-ı Bil'kader" rüknüne bakıyor; remzen isbat eder. Çünki, madem hayat, alem-i şehadetin ziyasıdır ve istila ediyor; ve vücudun neticesi ve gayesidir; ve Halik-ı Kainat'ın en cami ayinesidir; ve faaliyet-i Rabbaniyenin en mükemmel enmuzeci ve fihristesidir, temsilde hata olmasın, bir nevi programı hükmündedir. Elbette alem-i gayb yani mazi, müstakbel yani geçmiş ve gelecek mahlukatın hayat-ı maneviyeleri hükmünde olan intizam ve nizam ve malumiyet ve meşhudiyet ve taayyün ve evamir-i tekviniyeyi imtisale müheyya bir vaziyette bulunmalarını sırr-ı hayat iktiza ediyor. Nasılki bir ağacın çekirdek-i aslisi ve kökü ve müntehasında ve meyvelerindeki çekirdekleri dahi aynen ağaç gibi bir nevi hayata mazhardırlar. Belki, ağacın kavanin-i hayatiyesinden daha ince kavanin-i hayatı taşıyorlar. Hem nasılki bu hazır bahardan evvel geçmiş güzün bıraktığı tohumlar ve kökler, bu bahar gittikten sonra, gelecek baharlara bırakacağı çekirdekler, kökler, bu bahar gibi cilve-i hayatı taşıyorlar ve kavanin-i hayatiyeye tabidirler... Aynen öyle de; şecere-i kainatın bütün dal ve budaklariyle herbirinin bir mazisi ve müstakbeli var. Geçmiş ve gelecek tavırlarından ve vaziyetlerinden müteşekkil bir silsilesi bulunur. Her nevi ve her cüz'ünün ilm-i İlahiyyede muhtelif tavırlar ile müteaddit vücudları bir silsile-i vücud-u ilmi teşkil eder. Ve vücud-u harici gibi o vücud-u ilmi dahi, hayat-ı umumiyenin manevi bir cilvesine mazhardır ki, mukadderat-ı hayatiye, o manidar ve canlı elvah-ı kaderiyeden alınır. Evet alem-i gaybın bir nevi olan alem-i ervah, ayn-ı hayat ve madde-i hayat ve hayatın cevherleri ve zatları olan ervah ile dolu olması, elbette mazi ve müstakbel denilen alem-i gaybın bir diğer nev'i de ve ikinci kısmı dahi, cilve-i hayatiye mazhariyetini ister ve istilzam eder. Hem herbir şeyin vücud-u ilmisindeki intizam-ı ekmeli ve manidar vaziyetleri ve canlı meyveleri, tavırları; bir nevi hayat-ı maneviyeye mazhariyetini gösterir. Evet, Hayat-ı Ezeliye Güneşinin ziyası olan bu gibi cilve-i hayat, elbette yalnız bu alem-i şehadete ve bu zaman-ı hazıra ve bu vücud-u hariciyeye münhasır olamaz; belki, herbir alem, kabiliyetine göre o ziyanın cilvesine mazhardır; ve kainat, bütün alemleriyle o cilve ile hayattar ve ziyadardır. Yoksa nazar-ı dalaletin gördüğü gibi muvakkat ve zahiri bir hayat altında herbir alem, büyük ve müdhiş birer cenaze ve karanlıklı birer virane alem olacaktı. S.)(Eşyanın mürur-u zamanla giydikleri suretler ve ettikleri harekat ile hasıl olan vaziyetler dahi, bir intizam-ı kadere tabidir. Evet, bir çekirdekte, hem bedihi olarak, irade ve evamir-i tekviniyenin ünvanı olan "Kitab-ı Mübin"den haber veren ve işaret eden, ham nazari olarak emir ve ilm-i İlahinin bir ünvanı olan "İmam-ı Mübin" den haber veren ve remzeden iki kader tecellisi var. Bedihi kader ise, o çekirdeğin tazammun ettiği ağacın, maddi keyfiyat ve vaziyetleri ve hey'etleridir ki, sonra göz ile görünecek. Nazari ise, o çekirdekte, ondan halkolunacak ağacın müddet-i hayatındaki geçireceği tavırlar, vaziyetler, şekiller, hareketler, tesbihatlardır ki, tarihçe-i hayat namiyle tabir edilen vakit-bevakit değişen tavırlar, vaziyetler, şekiller, fiiller; o ağacın dalları, yaprakları gibi intizamlı birer kaderi miktarı vardır. Madem en adi ve basit eşyada böyle kaderin tecellisi var. Elbette umum eşyanın vücudundan evvel yazılı olduğunu ifade eder ve az bir dikkatle anlaşılır. Şimdi; vücudundan sonra herşey'in sergüzeşt-i hayatı yazıldığına delil ise alemde "Kitab-ı Mübin" ve "İmam-ı Mübin"den haber veren bütün meyveler ve "Levh-i Mahfuz"dan haber veren ve işaret eden insandaki bütün kuvve-i hafızalar birer şahittir, birer emaredir. Evet herbir meyve, bütün ağacın mukadderat-ı hayatı onun kalbi hükmünde olan çekirdeğinde yazılıyor. İnsanın sergüzeşt-i hayatiyle beraber kısmen alemin hadisat-ı maziyesi kuvve-i hafızasında öyle bir surette yazılıyor ki, güya hardal küçüklüğünde bu kuvvecikte dest-i kudret, kalem-i kaderiyle insanın sahife-i a'malinden küçük bir senet istinsah ederek, insanın eline verip, dimağının cebine koymuş. Ta, muhasebe vaktinde onunla hatırlatsın. Hem, ta mutmain olsun ki; bu fena ve zeval herc ü mercinde beka için pek çok ayineler var ki, Kadir-i Hakim, zaillerin hüviyetlerini onlarda tersim edip ibka ediyor. Hem, beka için pek çok levhalar var ki, Hafiz-i Alim, fanilerin manalarını onlarda yazıyor... S.) (Bak: İmam-ı mübin)
  4. (en)Things that are fated to happen.

mukadder

  1. Yazılı olmayıp sözün gelişinden anlaşılan.
  2. Yazılı, yazılıp belirlenmiş ilahi taktir.
  3. Yazgıda var olan, yazgı ile ilgili olan, alında yazılı olan.
  4. Takdir olunmuş, kıymeti biçilmiş, kadri değeri bilinmiş, beğenilmiş.
  5. Kader, alın yazısı.
  6. Tayin olunmuş.
  7. (en)Predestined.
  8. (en)Foreordained.
  9. (en)Fated.
  10. (en)Providential.

hayatiye

  1. Bk. dirimselcilik

Türetilmiş Kelimeler (bis)

mukadderatmukaddermukadder olmakmukaddedmukaddemmukaddem istifademukaddem millı tescilmukaddem neşirhayatiyehayatiyethayatiyetlihayatiyathayatiyyunhayatihayati organhayati organlarhayati önem taşıyanhayati önemi olmayan şeylerhayathayat adamıhayat ağacıhayat arkadaşıhayat belirtisi
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın