mukabeleli ne demek?
- Karşılığı olan, mukabelesi bulunan.
mukabele
- Karşılık verme, karşılama, karşılık.
- Karşı gelme, başkaldırma.
- Karşılaştırma, karşılıklı yapılan okuma.
- Toplu yerlerde yüksek sesle hatim okunurken Kur'an okumasını bilenlerin gözleriyle Kur'an'ı takip etmesi, bilmeyenlerin dinlemesi.
- Bkz. karşılaştırma.
- Karşılık, karşılamak.
- Hapsetmek. (Osmanlıca'da yazılışı: mukâbele)
- Responding.
- Response.
- Reciprocation.
mukabele etmek
- Karşılık vermek, karşılıkta bulunmak.
- A) to retaliate, to respond, to react b) to retort.