muhafaza ne demek?

Kökeni: Arapça

1. Koruma, saklama, korunum

   Zamanımızda kıymetli şeylerin muhafazası güçleşti.

   B. Felek

2. Bk. koruma
3. Zarar ve ziyandan sakınıp korumak.
4. Protection.
5. Conservation.
6. Preservation.
7. Casing.
8. Repository.
9. Tabernacle.
10. Care.
11. Maintenance.
12. Guard.
13. Keep.
14. Guarding.
15. Curing.
16. Watch.
17. Hold.
18. Saving.
19. Retaining.
20. Storage.
21. Housing.
22. Enclosure.
23. Covering.
24. Custody.
25. Keeping.
26. Mount.
27. Receptacle.
28. Sheath.
29. Upkeep.

koruma

1. Korumak işi.
2. Can güvenliğinin tehlikede olduğu düşünülen bir kimseyi saldırılardan korumak üzere görevlendirilmiş kişi.
3. Bk. sakınma
4. Filmin bozulmasını önlemek amacıyla alınan önlemlerin tümü.
5. Kentlerin belli kesimlerinde yer alan çağbilimsel ve yapıtasarcılık değerleri yüksek yapıtlarla, anıtların ve doğa güzelliklerin -kentte bugün yaşayanlar gibi- gelecek kuşakların da yararlanması için her türlü yıkıcı, saldırgan ve dokuncalı eylemler karşısında güvence altına alınması. bkz. çevre korunması.
6. (Ekonomi) Bankacılık alanında, bir malda veya bir menkulde gelecekte ortaya çıkacak fiyat değişikliklerine karşı korunmak amacıyla vadeli bir sözleşme yapılması.
7. Protective.
8. Protection.
9. Defending.
10. Guarding.

muhafaza altına almak

1. Korumak, saklamak, bir yerde tutmak, kapatmak.
2. To protect, to guard.

muhafaza etmek

1. Korumak, saklamak. (bir şeyi) olduğu gibi tutmak.
2. Olduğu gibi bırakmak, kapatmak
3. To guard.
4. To watch.
5. To keep.
6. To protect.
7. To conserve.
8. To preserve.
9. To retain.
10. To convoy.

Türetilmiş Kelimeler (bis)