Mesleği bilgi öğretmek olan kimse, muallim, muallime
Örnek:
Öğretmenimizin verdiği konuları manzum yazardım bazen. Y. Z. Ortaç
Resmî ya da özel bir eğitim kurumunda çocukların, gençlerin ya da yetişkinlerin istenilen öğrenme yaşantıları kazanmalarına kılavuzluk etmek ve yön vermekle görevlendirilmiş kimse.
Bilgi, görgü ve yaşantısı ile belli dal ve alanlarda başkalarının yetişme ve gelişmesine yardım eden kimse. 3-Öğretmenlik mesleğinin gerektirdiği öğrenimi bitirerek ya da yeterlikleri kazanaraköğretmenlik yapma yetkisini elde etmiş olan kimse.
Öğretmen
Örnek:
Edebiyat hocasıyken talebeme bu nesir sanatından bir defa bahsetmiştim. F. R. Atay
Akıl öğreten, öğüt veren kimse.
Medresede öğrenim gören sarıklı, cübbeli din adamı.
İslam diniyle ilgili, bilgilerini geleneksel yollarla değil de kutsal kitap Kuran ve öteki yazılı dinsel belgelerden sağlayan, din konusunda halkı eğittiği gibi ona kovuşturması gereken yolu gösteren ve bu arada, Tanrıyla halk arasında bir tür elçilik görevi yapan din uzmanı, bk. din. krş. papaz, büyücü.
Teacher öğretmen.
Professor.
Master.
Swami.
Prelector.
Teacher.
Preceptor.
Hodja.
Muslim teacher.
Muslim preacher.
Hodja
reklamlar
Bunları Kaçırmayın
BİS, bir sözün içinde geçtiği başka sözler bulmak için üretilmiş bir araçtır, özellikle birden çok sözden oluşan çeşitli terim ve deyimleri bulmaya yarar. (BİS Kelime Türetmece)
Belirli harflerini bildiğiniz kelimeleri bulabilirsiniz. (Bulmaca Yardımcısı)