mirasçı ne demek?

  1. Kendisine miras kalan, vâris
  2. Başkasının iyi veya kötü yönlerini aynı biçimde ortaya koyan

    Anasının kıskançlığına mirasçı olan çelimsiz solgun çocuk da yaşamayacağa benziyordu.

    H. R. Gürpınar
  3. Kalıtçı, kanûnî ~: yasal kalıtçı, mansûb ~: atanmış kalıtçı. (ikamede) nâm -zed ~: son kalıtçı. ön ~ : ön kalıtçı.
  4. (en)Heir.
  5. (en)Heritor.
  6. (en)Inheritor.
  7. (en)Devisee.
  8. (en)Distributee.
  9. (en)Remainderman.
  10. (en)Beneficiary.
  11. (en)Legatee.
  12. (en)Recipient.
  13. (en)Heiress.

mirasçı kadın

  1. (en)[mirasçı (kadın)] heiress.

mirasçı olmadığından malın devlete kalması

  1. (en)Escheat.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

mirasçı kadınmirasçı olmadığından malın devlete kalmasımirasçılık hakkımirasçıya bir şey bırakmayanmirasmiras almakmiras atraksiyonumiras beklemekmiras beklentisi olan kimse
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın