maruzat ne demek?

Kökeni: Arapça

  1. Mevki, makam veya yaş bakımından büyük birine sunulan, bildirilen dilek veya bilgi, sunuş.

    Benim bir maruzatım var.

  2. (Ma'ruz. C.) Arz olunanlar. Arzedilenler, takdim edilenler. Küçükten büyüğe bildirilenler. (Osmanlıca'da yazılışı: ma'ruzât)
  3. (en)Information.
  4. (en)Request, petition. Maruzatta bulunmak /a/.
  5. (en)To impart some information to.
  6. (en)To make a request of.

maruz

  1. Bir olayın, bir durumun etkisinde veya karşısında bulunan
  2. Arz edilen, sunulan, verilen.
  3. Bir şeyin etkisine uğramak veya uğratmak. (Osmanlıca'da yazılışı: ma'ruz)
  4. (en)Submitted.
  5. (en)Exposed.
  6. (en)Subject.
  7. (en)Liable.
  8. (en)Exposed to.
  9. (en)Open to.
  10. (en)Subjected to.

maruz bırakmak

  1. Bir olay ya da durum karşısında ya da etkisinde bırakmak.
  2. (en)Expose, subject, subjugate.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

maruzmaruz bırakmakmaruz bulunmakmaruz kalmaruz kalanmarubeni corporationmarufmarufatmarufemarufi cihanmarmar del platamar tomaramaraba
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın