makyajını tazelemek ne demek?
- Freshen up.
freshen
- Tazeleşmek, ferahlamak
- Zindeleşmek
- Sertleşmek (rüzgar)
- Tazeleştirmek, tazelik vermek
- Artmak (rüzgar), sertleşmek
- Doğurmak (inek)
- Bir halatın yerini değiştirmek veya başka türlü tazelemek
- Tuzunu çıkarmak
- Tazelenmek
- Serinlemek.
makyaj
- Yüzü güzelleştirmek için boyama, yüz boyama, yüz bakımı, düzgün.
- İyi görüntü sağlamak, belli bir tipi yaratmak veya yalnızca bazı düzeltmeler yapmak için oyuncunun yüzünde ve başka organlarında yapılan boyama ve değişmeler.
- Oyuncuların rollerine uygun bir anlamda yüzlerini boyamaları, (bk. yüz boyama.)
- Bk. yüz boyama
- Resmegiderliği sağlamak, belli bir tipi yaratmak ya da yalnızca bazı düzeltmeler yapmak üzere oyuncunun yüzünde ve başka örgenlerinde yapılan boyama ve değiştirmeler.
- Make-up.
- Toilet.
- Make up.
- Paint.
- War paint.
makyaj altı kremi
- Foundation, foundation cream.
tazelemek
- Yenisiyle veya tazesiyle değiştirmek
- Bazı yiyecekleri, bayatlamışken kaynatıp taze duruma getirmek.
- Bir işi bir daha yapmak, tekrarlamak
- Bozulduğu düşünülen bir bağ veya inancı yeniden oluşturmak
- Unutulmuş bir duygu veya bir düşünceyi yeniden canlandırmak
- Freshen.
- Freshen up.
- Renew.
- Refresh.
- Renovate.