münasebetli ne demek?
- İlişiği olan, ilişkili.
- Uygun, yakışık alan.
- Opportune.
- Appropriate.
- Securely.
münasebetli münasebetsiz
- Yakışık alsın almasın, yerli yersiz.
- Zarf.
münasebet
- İlişik, ilişki, ilinti
- İki şey arasındaki uygunluk
- Sebep, vesile, gerekçe, neden.
- Bk. bağlılık derecesi
- Bk. bağıntı
- Bk. bağlılık
- İki şey arasındaki tenasüb, uygunluk, yakınlık, bağlılık, mensubiyet, yakışmak, vesile, alaka.
- Occasion.
- Relation.
- Connection.