live in opulence ne demek?
- Bolluk içinde yaşamak
bolluk
- Bol olma durumu.
- Her şeyin bol olduğu zaman
- Fazlalık
- Her şeyin bol olduğu yer.
- Gerekli bütün malların sıkıntıya düşülmeksizin elde edilebileceği iktisadi durum.
- Her bir hücrede bulunan belli bir mRNA molekülü ortalama sayısı. Abundans.
- Gözlem veya örnekleme alanında bulunan bir türe ait bireylerin sayısal durumu, abundans.
- Lashings.
- Plenty.
- Stores.
live
- Canlı, naklen
- Hayat dolu
- Yaşamak
- Oturmak, ikamet etmek
- Geçinmek, ömür sürmek
- Canlı, diri, zinde, hayat dolu
- Hayata ait, yaşayanlara ait
- Beslenmek
- Geçirmek, sürmek live a double life iki yüzlü hayat yaşamak
- Sağ olmak, hayatta olmak
live a dogs life
- Başı dertten kurtulmamak, köpek gibi sürünmek
in
- Yaban hayvanlarının kendilerine yuva edindikleri kovuk.
- Mağara.
- İnsan.
- Bkz. kovuk, mağara.
- Koyun pisliği
- (edat) içinde, -de, -da
- Lair.
- Cave.
- Hole.
- Burrow.
opulence
- Servet, zenginlik
- Bolluk
- Refah
Türetilmiş Kelimeler (bis)
livelive a dogs lifelive a double lifelive a healthy lifelive a lielive a life of pleasurelive an obscure lifelive and learnlive and let livelive axlelivlivalivabilitylivablelivable ininin a bad conditionin a bad fixin a bad lightin a bad moodin a bad temperin a bad wayin a big hurryin a big wayin a bodyii 0i accepti adore youi agree