line ne demek?

  1. Çizgi, yol, hat
  2. Dizi, sıra

    Stay in line! / Sıradan çıkmayın!

  3. Kuyruk, sıra

    We stood in that line for hours. / O kuyrukta saatlerce bekledik.

  4. Çizmek, çizgi çizmek
  5. Satır

    There are fifty-four lines on this page. / Bu sayfada elli dört satır var.

  6. Dize

    a line of poetry / bir şiir dizesi

  7. Hat

    line of communications / ulaşım hattı

  8. Ip, sicim
  9. Iplik
  10. Içine astar koymak, astarlamak
  11. Kaplamak
  12. Doldurmak.
  13. Çizgilerle göstermek
  14. Altına veya üstüne çizgi çekmek
  15. Dizmek, bir sıraya koymak
  16. Çizgilerle doldurmak

line activated telephone recorder

  1. Tan

line adapter

  1. Hat uyarlayıcı

Türetilmiş Kelimeler (bis)

line activated telephone recorderline adapterline adaptorline aheadline amplifierline at karmakline backerline blanking intervalline borderline breedinglinlinalinaceaelinagelinalol
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın