lead ne demek?

  1. Yol göstermek, rehberlik etmek
  2. Başında olmak, öncülük etmek, önde gitmek, önderlik etmek

    Gandhi led the resistance to British rule in India. / Gandi, Hindistan'daki İngiliz yönetimine karşı direnişe önderlik etti.

  3. Yönetmek, yönlendirmek, etkilemek, başı olmak, , açmak (kartlarını), götürmek
  4. Başlatmak
  5. Rehberlik, kılavuzluk, önde bulunma
  6. Kalem kurşunu, grafit
  7. Sürdürmek, sürmek
  8. Saçma
  9. Satırlar arasını açmak için kullanılan ince kurşun cetvel, anterlin
  10. Kurşun
  11. Kurşunla doldurmak veya kaplamak
  12. Akımtaşır
  13. Satır aralarını anterlin ile açmak
  14. Çanak çömleği kurşun sır ile kaplamak
  15. Pencere camlarını kurşunla tutturmak
  16. Kurşunla tıkamak (tüfek)
  17. Iskandil etmek
  18. Elinden tutup götürmek
  19. Idare etmek, başkanlık etmek
  20. Başına geçip yol göstermek
  21. Önde gelme, ileride bulunma
  22. Başında olmak
  23. Tesir etmek, cezbetmek, çekmek
  24. Başlamak
  25. Gitmek, varmak
  26. Iskandil
  27. Başta gelmek
  28. Netice vermek
  29. Oyunda başlama hakkı
  30. Buzlu sularda gemi için açık yol
  31. Kaya çatlakları içinde toplanmış maden cevheri
  32. Tiyatroda baş rol veya bu rolü oynayan kimse
  33. Bağlama teli
  34. Grupla söylenen şarkıda baş ses
  35. Makalenin ilk cümleleri
  36. Briç oyununda ilk konan kağıt veya ilk oynayacak olan kimse

lead a cat and dog life

  1. Kedi köpek gibi zıt olmak, geçinememek
  2. Kedi-köpek gibi zıt olmak, geçinememek

lead a dogs life

  1. Kolay hayat sürmek, rahat hayat sürmek (Yazılışı: lead a dog's life)

Türetilmiş Kelimeler (bis)

lead a cat and dog lifelead a dogs lifelead a double lifelead a hand to mouth existencelead a happy lifelead a lifelead a life of pleasurelead a miserable existencelead a person up the garden pathlead a solitary lifelealeachleach toleachableleacher
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın