lawmaker ne demek?

  1. Kanun yapıcı, kanuni
  2. Meclis üyesi.

kanun

  1. Yılın ilk ve son ayı.
  2. Yasa.
  3. Geçerli olan kural
  4. Eski takvimde yer alan kânunusani, kânunuevvel ay adlarında geçen "ateş ocağı" anlamındaki söz
  5. Dikdörtgen biçiminde, bir köşesi kesik, yassı bir sandık üzerine gerilmiş tellerden oluşan, tırnak adı verilen çalgıçlarla çalınan ince saz çalgısı.
  6. Doğa olaylarının oluş nedenlerini ortaya koyan ve gelecekteki olayları önceden kestirme olanağı veren bağıntı; Newtonkanunu, Keplerkanunları.
  7. Bk. yasa
  8. Bk. kanon
  9. Herhangi bir mevzu üzerindeki kanunu taşıyan kitap.
  10. Devletlerin yasama gücü tarafından konulan, herkesin uyması zorunlu olan yaptırıma bağlı kuralların her biri.

lawmaking

  1. Kanun yapan, kanun çıkarma ve yasallaşŸtırma süreciyle ilgili, yasayan; kanun çıkaran veya yasalaşŸtıran kişŸiye veya gruba ait veya ilgili

lawman

  1. Kanun adami
  2. Hukuk adamı, hukuk temsilcisi, kanunu uygulatan kimse (polis, şŸerif, vs.)

Türetilmiş Kelimeler (bis)

lawmakinglawmanlawlaw abidinglaw abiding citizenlaw agentlaw and justice
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın