lack of contrast ne demek?

  1. Sertlik eksikliği

sertlik

  1. Sert, katı olma durumu.
  2. Sert, kırıcı, katı davranış, şiddet, husumet
  3. Minerallerin çizilmeye karşı gösterdikleri direnç.
  4. Bir görünçlüğün doğadaki, filmdeki ya da görüntülükteki aydınlık ve karanlık bölümleri arasındaki başkalık, ilişki.
  5. Kesilmeye, eğilmeye, ögütülmeye karşı dirençlilik anlamında sert olma hali. Brinell setliği; Mohr sertlik derecesi; Shore sertliği gibi derecelendirmeler vardır.
  6. Genellikle karbonatları ve bikarbonatları halinde kalsiyum ve mağnezyum tuzlarının suda çözünmüş olarak bulunması. Sert sular kazanlarda ve çaydanlıklarda sert kazan taşlarına sebep olur, ayrıca çözünmeyen yağ asitleri tuzlarını oluşturarak sabunun köpürmesini engeller.
  7. (en)Acrimony.
  8. (en)Austerity.
  9. (en)Rigour.
  10. (en)Strength.

lack of control

  1. Denetim eksikliğŸi, disiplin eksikliğŸi, kontrol edilmeyen durum

lack of continuity

  1. Devamsızlık

of

  1. Sıkıntı, bezginlik, usanç, acı, yorgunluk vb. duyguları belirten bir söz
  2. (en)Ugh!.
  3. (en)In a general sense, from, or out from; proceeding from; belonging to; relating to; concerning; used in a variety of applications; as: Denoting that from which anything proceeds; indicating origin, source, descent, and the like; as, he is of a race of kings; he is of noble blood.
  4. (en)Denoting possession or ownership, or the relation of subject to attribute; as, the apartment of the consul: the power of the king; a man of courage; the gate of heaven.
  5. (en)Denoting the material of which anything is composed, or that which it contains; as, a throne of gold; a sword of steel; a wreath of mist; a cup of water.
  6. (en)Oil filters.
  7. (en)Denoting part of an aggregate or whole; belonging to a number or quantity mentioned; out of; from amongst; as, of this little he had some to spare; some of the mines were unproductive; most of the company.
  8. (en)Prep w dat , from, out of, of, away from, contrary to, by.
  9. (en)Denoting that by which a person or thing is actuated or impelled; also, the source of a purpose or action; as, they went of their own will; no body can move of itself; he did it of necessity.
  10. (en)Optional Form Source: US EPA.

contrast

  1. Aradaki farkı göstermek üzere karşılaştırmak
  2. Karşıtlık, zıtlık
  3. Bkz. kontrast
  4. Mukayese, karşılaştırma
  5. Mukabele etmek
  6. Tezat oluşturmak, çelişmek
  7. Tezat göstermek, benzememek
  8. Fotoğrafta açık ve koyu kısımlar arasındaki fark
  9. Tezat, fark, ayrılık
  10. Birbirinin zıddı olmak

Türetilmiş Kelimeler (bis)

lack of controllack of continuitylack of conceitlack of concernlack of conditionlack of confidencelack of considerationlacklack expressionlack for nothinglack oflack of abilitylack of accordlack of adjustmentlack of an opinionlack of an organizelack of any connectionlaclac dyelac lakhlac operonlac waxofof a certain ageof a certain lengthof a certain qualityof a collapseof a deviceof a good familyof a hogof a kindof a moment agooo henryo ağır yaralıo anda söylemeko anda uydurmak
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın