kifayet ne demek?

Kökeni: Arapça

  1. Yeterli miktarda olma, yetme, kâfi gelme.

    Kazandığım para benim sade hayatıma kifayet ediyor.

    H. E. Adıvar
  2. Lüzumlu kadar olmak. Bir işe yetecek kadar olmak.
  3. Yeterlik, liyakat, iktidar.
  4. Bir işi yapabilecek yetenekte olma.
  5. Bir işi yapabilecek nitelikte olma.
  6. Yetişme, el verme, kafi gelme.
  7. (en)Sufficiency.
  8. (en)Efficiency.
  9. (en)Adequacy.

kifayet etmek

  1. Yetmek, yeterli olmak
  2. (en)To suffice.
  3. (en)To be enough.
  4. (en)Settle for sth.

kifayetli

  1. Yeterli.
  2. (en)Enough, sufficient, adequate.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

kifayet etmekkifayetlikifayetsizkifayetsiz gıdalanmakifayetsiz sualkifayetsizlikkifayekifakifafkifafı nefskifafınefiskifaflanma
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın