keyif vermek ne demek?

1. Neşe vermek, sarhoş etmek.

   Bize hakaret eden, bize utangaçlık yükleyen bu zincir şarkıları, düşmanın kulağına keyif verecektir.

   R. E. Ünaydın

2. Intoxicate, please, rejoice.

keyif verici

1. Kokain, amfetamin gibi ilaçların kullanılması sonucu keyiflendirici etki ortaya çıkması.
2. Positive reinforcement.

keyif çatmak

1. Keyfetmek
2. To enjoy oneself, to make merry.

vermek

1. Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek
2. Bırakmak veya bağışlamak
3. Ondan bilmek, atfetmek
4. Düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına iletmek, bildirmek
5. Döndürmek, çevirmek, yöneltmek
6. Herhangi bir duruma yol açmak
7. Eğlenceli toplantı düzenlemek, konuk çağırıp ağırlamak.
8. Topluluk önünde sanatını göstermek, icra etmek.
9. Verilen karşılıkla bir kimseyi söylediğine veya yaptığına pişman etmek
10. Bring.

Türetilmiş Kelimeler (bis)