kefaretini ödemek ne demek?

  1. Cezasını çekmek: “O, kendisine düşen zulüm payının kefaretini ödedi.” -N. F. Kısakürek.
  2. (en)Do penance.

kefaretin ödenmesi

  1. (en)Satisfaction.

kefaret

  1. Bir günahı Tanrı'ya bağışlatmak umuduyla verilen sadaka veya tutulan oruç.
  2. Diyet
  3. (Bak: Keffaret)
  4. (en)Expiation.
  5. (en)Act on atonement as laid down in Islamic law and usually involving a paymen.
  6. (en)Atonement.
  7. (en)Penance.
  8. (en)Redemption.

ödemek

  1. Bir alışveriş ilişkisinde, borcu alacaklıya vermek, tediye etmek
  2. Bir alışverişte alınan şeyin karşılığını alacaklıya vermek.
  3. Bedelini vererek bir zararı karşılamak, tazmin etmek.
  4. Bir iş, bir kuruluş harcanan, yatırılan parayı çıkartmak, itfa etmek.
  5. Bir işin, bir görevin karşılığını vermek
  6. Bir şey karşısında fedakârlık etmek, bir şey elde etmek için özveride bulunmak.
  7. (en)Settle.
  8. (en)Indemnify.
  9. (en)Repay.
  10. (en)Pay for.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

kefaretin ödenmesikefaretkefaret etmekkefaret ödeyen kimsekefaret örtüsükefaret türündenödemeködemeödeme ajanıödeme anlaşmasıödeme belgemödeme belgesiödemödem hastalığıödematözödemden kaçınmaödeödeği kabul edenödeködek alanıödek alanı çizgisi
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın