kazıme ne demek?

Kökeni: Arapça

  1. (C.: Kezayim) Yanında bir kuyu daha olup bundan ona, ondan buna su geçen kuyu.
  2. Osmanlıca'da yazılışı: kâzıme.

kazım

  1. Osmanlıca'da yazılışı: kâzım.
  2. Kinini yenen.
  3. Kazma işi.
  4. Öfkesini, hırsını yenebilen kimse.
  5. Hırsını dizginleyen.
  6. Öfkesini yenen, meydana vurmayan.
  7. Kemirici hayvan.

kazıma

  1. Kazımak işi.
  2. Vücutta boşluklar içinde bulunan yabancı cisimleri, hasta veya zararlı sayılan dokuları kazıyarak almak, kürtaj.
  3. Yapıştırılacak filmin üstündeki duyarkatı, kazıyıcı yardımıyla sıyırma.
  4. (en)Curettage.
  5. (en)Scrape, scraping.
  6. (en)Scrape.
  7. (en)Scraping.
  8. (en)Engraving.
  9. (en)Shaving.
  10. (en)Curetting.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

kazımkazımakazıma aletikazıma bıçağıkazıma çakısıkazıkazı bilimcikazı bilimikazı bilimselkazı ile meydana çıkarmakkazkaz adımıkaz ayagikaz ayağıkaz ayağı bağı
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın